YUNT’un “İmgenin Onuru” başlıklı podcast yayınının sekizinci konuğu Taner Ceylan

YUNT, yazın bilimci ve sanat kuramcısı Zeynep Sayın tarafından hazırlanıp sunulan “İmgenin Onuru” başlıklı podcast yayınının sekizinci bölümünde sanatçı Taner Ceylan‘ı konuk etti. Bölüm, Ceylan’ın sanat pratiğinden hareketle çıplaklığın temsilini ele alarak imgelerin toplumsal normlar ile kurduğu ilişkiyi düşünmeye davet etti.

Sayın ve Ceylan arasındaki diyalog, onur mücadelesine ilişkin unsurların sanatçının yapıtlarındaki yerini ele almaya olanak sağladı. Çıplaklığı “onurunu geri alma” sürecinin bir parçası olarak değerlendiren Ceylan, önce ailesi daha sonra ise sanat ortamı ve dünya ile kurduğu ilişkide beden imgesinin önemine vurgu yaptı. Sanatçı, “çıplaklıkla yola çıkarak kutsanmak, kutlamak, onu onurlu bir hâle getirmek, bedenden utanmamak, bedenini ortaya sermek, cinselliğini ortaya koymak ve bunun sana ait olduğu ve dışarıdan aşağılanan bir şey olmadığını göstermek için bir sürü araç geliştirdim” dedi. Sanatındaki homoerotik ögeleri kendi geçmişi ve deneyimleriyle ilişkilendiren Ceylan, “burada babamla, ağabeylerimle, öğretmenimle olan ilişkilerim, heteroseksüel arkadaşlarımla olan platonik, karşılıksız olan aşklarım, o ilişkiler hepsi devreye giriyor” ifadelerini kullandı.

Mezun olduktan sonra sanat dünyası tarafından kabul görme sürecinin zorluklarına değinen Ceylan, “The Monte Carlo Style” başlıklı performansının tanınırlık kazanmasındaki etkisi üstüne durdu. Sanat, basın ve moda çevrelerinden bir grup davetliyi unutamayacakları bir gece vaadi ile 9 Aralık 1995 tarihinde hayali bir partide buluşturan Ceylan, “bu insanların dikkatini nasıl çekebilirim?” sorusu üzerine düşünmenin performansın çıkış noktası olduğunu belirtti.


Nü, 2000, Tuval Üzerine Yağlı Boya, 30,5 x 45 cm.

2000 yılında yaptığı “Nü” başlıklı işin arka planına da değinen Ceylan, kendinden ödün vermeden yapıtlarının sergilenebilmesine ilişkin arayışının kendisini çıplaklığın temsilini düşünmeye sevk ettiğinin altını çizdi:

“Nüyü, çıplaklığı klasik betimlemenin dışında benim hissettiğim şekliyle nasıl anlatırım, onların gözüyle, heteroseksüel gözle bunu nasıl görünür kılarım dedim. Ve tam o arada işte o babamla kavgada mutfakta masanın üstünde o bardak duruyordu. Tam da bana bakıyordu, yarısı dolu yarısı boş. Hemen fotoğraf makinesini aldım, çektim. İşte bu benim nüm dedim. O resmi yaptım gerçekten ve adını ‘Nü’ koydum.”

Resim yapmanın kendisini “politik bir tavır” olarak gören Ceylan, resimlerinin “kendi garipliği” içinde “huzur bulmaya başladığı” noktada ortaya çıktığına vurgu yaptı. Resim yapabilmekten duyduğu mutluluğun altını çizen sanatçı, resim yapamasaydı hayatının “trajik” olacağını ifade etti. Resimlerindeki estetizm ve kusursuzluğa ilişkin Sayın tarafından dile getirilen tespitleri ise çocukluğundan beri taşıdığı “reddedilme” ve “terk edilme” korkusuna karşı geliştirdiği mükemmeliyetçilikle ilişkilendirdi.

Bir süredir Tanzimat dönemiyle ilgilendiğini belirten Ceylan, insan doğasının farklı dönemler arasındaki benzerliklerine dikkat çekerek geçmişin ve bugününün iç içe geçişine değindi. 2010 yılında yaptığı “1881” başlıklı iş üzerinde duran sanatçı, “değişmeyen ne var?” sorusunu yanıtladı:

“İnsan naturası, ruhu. O bakışlar orada ne diyor mesela? Ver ücretimi, istediğini yapayım. Öyle bir eda var orada. Kurnaz bakan, seni yakabilecek olan, kendisine aşık edebilecek olan, inanılmaz bir tip var orada. O tip o zaman da vardı, bugün de var. Bu bende çok büyük heyecan yaratıyor.”

“İmgenin Onuru” başlıklı podcast yayını her cumartesi yeni bölümüyle dinleyicilerle buluşacak. “İmgenin Onuru”nu Spotify ve Apple Podcast üzerinden dinleyebilirsiniz.

 

Related Posts

Ertuğrul Özkök: Sahnede yılın olayı ve 46 yıl sonra birlikte ilk özel fotoğraf

Trump’ın “yeni normal” dünyasında Don Kişot’u yeniden seyretmek… Acaba bir “MeToo” dönemi Aldonza’sı mı seyredreceğiz?

Deprem bölgesinde eğitim-öğretim yılında sağlanacak destek tutarları belirlendi

Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Gaziantep’in İslahiye ile Nurdağı ilçelerindeki özel okullarda öğrenim gören öğrenciler için 2025-2026 eğitim-öğretim yılında sağlanacak destek tutarları belirlendi.

Nevşehir festivale doydu: “Bir aylık işimizi 10 gün içerisinde yaptık”

Nevşehir festivale doydu: “Bir aylık işimizi 10 gün içerisinde yaptık”

Ayasofya’da ziyaretçi rekoru: Beş yılda 40 milyon

86 yıl aradan sonra yeniden ibadete açılan Ayasofya-i Kebir Camii, son beş yılda 40 milyon ziyaretçiyi ağırlayarak rekor kırdı. Alt katı ibadete, üst galerisi ise turist ziyaretine açık olan cami, hem dini hem kültürel bir merkez olarak dikkat çekiyor

Anadolu Üniversitesi AÖF kayıt takvimi belli oldu: AÖF 2.üniversite kayıtları ne zaman?

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nin (AÖF) 2025-2026 Öğretim Yılı İkinci Üniversite kapsamında, herhangi bir yükseköğretim programından mezun olanlar ile yükseköğretim programında kayıtlı öğrencilerin (Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi dışında) kayıt takvimi belli oldu. Takvime göre, AÖF 2.üniversite kayıtları 21 Temmuz tarihi itibariyle başladı.

İLKOKUL KAYITLARI NE ZAMAN BAŞLIYOR 2025? Çocuğum hangi okula gidecek? MEB ilkokul 1 ve 5. sınıf kayıtları nereden ve nasıl yapılır?

İlkokul kayıtları için süreç başlıyor. Okul kayıt tarihleri 2025 2026 eğitim öğretim yılı için doğum ayına göre yayımlandı. Millî Eğitim Bakanlığınca 2025-2026 eğitim öğretim yılında okul öncesi, ilkokul birinci sınıf ve ortaokul beşinci sınıfa başlayacak öğrencilerin okul kayıtları, adrese dayalı olarak yapılacak. İlkokul 1. sınıf kayıtları, yaz tatilinin ilerleyen dönemlerinde gerçekleşecek. Yeni eğitim öğretim takvimi netleşirken, veliler de ‘Çocuğum hangi okula başlayacak?’ sorusunun yanıtına odaklandı. Okul kayıt işlemlerini tamamlayacak olan vatandaşlar, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) internet sitesi üzerinden e okul kayıt sorgulama sayfasından bilgi edinebilecekler. Peki, lkokul 1. sınıf kayıtları ne zaman başlıyor ve hangi yaştakiler ilkokula kayıt olabilecek? Okul kayıtları nasıl yapılır? Okul öncesi, ilkokul ve ortaokul kayıt tarihleri 2025