Türkiye’de 5.5 yıl futbol oynayan, Beşiktaş ve Fenerbahçe formalarını giyen Tolgay Arslan, 3 sezon da İtalya Ligi Serie A’da Udinese deneyimi yaşadıktan sonra Avustralya Ligi ekiplerinden Melbourne City’nin yolunu tutmuştu. 27 maçta 19 gol, 7 asistlik performans sergileyen 33 yaşındaki oyuncu çarpıcı açıklamalar yaptı.
İşte Tolgay Arslan’ın açıklamaları:
“Normalde uzun süredir kariyerimde 6 numara oynuyordum. Artık, Borussia Dortmund’daki gençlik dönemimdeki gibi forvete yakın 10 numara gibiyim. Açıkçası bu kadar çok gol atmayı beklemiyordum. Forvet oldum (Gülerek). Avustralya’da tempo olarak daha gel-gitli bir oyun var. Takım ve hoca bana çok güveniyor. Burada da orta sahada oynamak için güçlü olmak gerek. Sadece futbolcular değil, şehirde herkes çok fit. Küçük yaştan insanlar futbol, kriket, ragbi ve yüzme gibi sporlarla ilgileniyorlar. Her yerde sahalar ve her yerde sporcular var.
‘EN AZ 2 SENE DAHA OYNAMAK İSTİYORUM’
Avustralya futbolu diye ragbiye benzeyen bir sporları var. Canlı olarak da izledim. Tartışmasız dünyada en iyi atletleri onlar ve her şeye sahipler. Burada sezon bittikten sonra 6 hafta tatil, sonra 10-12 hafta sezona hazırlık kampı var. Kulüp, Manchester City’nin de içinde olduğu City Group’a ait. En az 2 sene daha futbol oynamak istiyorum. “
Süper Lig’i ve Türk futbolunda yaşananları elbette takip ediyorum. İnşallah Türk futbolundaki bu kaos son bulur. Böyle olunca insanlar bizim ligimiz ciddiye almıyor. Bunlar yaşanmasa Süper Lig, Avrupa’da ilk 10’a rahat girer. Kendi kendimize futbolumuza zarar veriyoruz. Mesela hakem olayları, Türkiye’deki gibi hiçbir ülkede büyütülmüyor. Türkiye’de kaybeden, suçu hakeme atıyor. Yabancı hakem diyorlar. Türkiye’de bir yabancı hakem bu kaldırabilecek mi merak ediyorum!
‘ŞAMPİYONU DERBİ BELİRLER’
İç saha maçlarında herkes, taraftarla birlikte hakeme baskı yapıyor. Kendi hakemimizi niye ezdiriyoruz. Yabancı oyuncu, hoca derken olay şimdi de hakemlere geldi. Neden sürekli yabancı ve Türk ayrımı yapıyoruz!” En son ne zaman mesela yabancı hocayla bir takım Süper Lig’de şampiyon oldu. Bu sezon da iki Türk hocadan biri şampiyon olacak. Süper Lig’deki şampiyonluk yarışında Galatasaray, Fenerbahçe’ye göre kadro olarak daha iyi ama her şeyi iki takım arasındaki derbi belirleyecek.
Fenerbahçe şampiyon olamayınca tüm kadroyu değiştiriyor, Galatasaray ise çoğu oyuncusunu tutuyor. Fenerbahçe’de hem gelen hoca hem de onunla beraber 10-15 oyuncu ayrılıyor. İsmail Kartal bence başarılı. Şampiyon olamasa da Fenerbahçe’de kalması lazım. Kulübün artık bu anlamda aynı hataları yapmayacağını düşünüyorum.
ŞENOL GÜNEŞ VE NECİP ÖVGÜSÜ
Örneğin Beşiktaş’tayken Şenol Güneş, oyuncuları iyi anlıyordu. Saha dışında da güven veriyordu, liderdi. Yabancıya 3-4 kat daha fazla para veriyorsun, olmayınca tazminatını verip gönderiyorsun. Yabancı hayranlığı ülkemizde çok fazla. Oynadığım diğer ülkelerde ise durum tam tersi. Maç kaybedince hedef hep Türk oyuncular oluyor. Mesela Beşiktaş kötü olunca, hedef Necip Uysal. Ama Necip, maddi ve manevi anlamda kulüp ne istiyorsa yapıyor, yüreğiyle oynuyor ve yabancıdan 10 kat daha az para alıyor. Aynı anda Türkiye’de yabancı bir futbolcu kötü oynayınca kimse o kadar konuşmuyor; ya parasını alıyor ya da alamazsa FIFA’ya şikayet ediyor.
Hakan Çalhanoğlu, bu sezon olağanüstü oynuyor. Inter’in en önemli oyuncularının başında geliyor. Türkiye’de Hakan’ı eleştirenleri gerçekten anlamıyorum. Türkiye’nin açık ara en iyi oyuncusu ve kaptanı. Onu korumak gerek. Bırakın yabancılar dışarıda onu eleştirsin, siz koruyun. Dünyanın en iyi 5 orta saha oyuncusundan biri olduğunu söylemişti. Kesinlikle katılıyorum. Inter’de 6 numara oynayıp hem gol atıyor hem asist yapıyor.